CANIMI ACITTINIZ !!!
Hep en iyi arkadaşım oldu kalemler, kağıtlar. Uykusuz gecelerimde benimle oturdular, ağladığımda gözyaşımı sildiler. Canım yandığında konuştular benimle, güldüğümde onlarda güldü. Onlar hiç terketmedi beni…
Ama seni seviyoruz her mutlu an’ına şahitlik edeceğiz diyenler hani nerdeler? Bu kadar kolay mıydı verdiğiniz sözleri tutmadan gitmek, bu kadar kolay mıydı sevdiklerinizi bırakmak? Sitemse bunun adı sitem ediyorum evet ediyorum gidenlere, bırakanlara beni…Eylül’e, temmuz’a,ağustos’a ve de nisan’a sitem ediyorum. Eylül hüzün ayıdır derlerdi sadece hüzün vermedi canımdan can aldı. Temmuz, ağustos beklenen tatillerin, coşkuların ayıydı ben takvimden sildim onları. Nisan yağmurları yağmasada olur artık ben gözyaşlarımla suladım toprağı. Canımı acıttınız aylar…
Önce annem dediğim o büyük, sarıp sarmalayan, seven, mavi gözlü, sevgisi bana yeter dediğim, güzel kadın’ı yengemi kaybettim. İşte o gün büyüdüm ben. Büyümenin ne kadar zor olduğunu ne kadar çok acıttığını anladım o gün. 29 Eylül…Çünkü çocuklar annelerini kaybettiklerinde büyürler. Ama istemedim ben babamın, amcamın, halalarımın, annemin, dayılarımın büyümesini. Onlar o an beni anlayamazdı belki ama büyümek çok zor’du. Burun sızısı, kalp sancısı çok derin’di. Onlar bilemezdi bu sızı’yı.
‘Ateş düştüğü yeri yakar’ ben nasıl bir başkasının acısını, hüznünü onun gibi yaşayamıyorsam o da yaşayamaz benimkini. Her ölüm erken ölümdür kendini yakana.
Sonra bir temmuz sabahında öğrendim benim babam büyümeye başladı. Ben büyümüştüm zaten ama anı defterimin büyük bir bölümüne imza atan ‘canım dedem’ artık yoktu bedeniyle yanımda. Ben artık dedemle gizli gizli konuşamayacaktım babaannemin kızdığı konularda ve hayattaki tek zevki radyo dinlemek olan dedeme hediye ettiğim o radyo yalnız kalacaktı tozlu raflarda. Ve ben evlatlarının omuzunda bir daha bizim onu asla göremeyeceğimiz başka bir eve göç eden dedemin ardından bakarken yaşlı gözlerle büyüyen çocuklara tanıklık etmenin acısını yaşadım bir kez daha.
Bazen insan nefes almak ister. Duraklamak hayatta, bir es vermek, dursun zaman ister. Ama hayat o kadar acımasız olur ki bazı zamanlarda hemen büyüsünler ister. O çocuklar, o torunlar annelerinin, babaannelernin dizinde şımarıp onun acısını dindirmeye fırsat bulamadan bir yolculuk daha başlar ulaşamayacağımız öteki aleme. Benim babam, amcam, halalarım bir ağustos gecesinde nefes almadan büyüdüler. Ama en büyük acıyı yaşayan bendim. Neden mi? Çünkü onlardan önce büyüdüm ben. Hem canım babaannemi kaybetmenin acısını yaşadım hem de büyüyen çocukların acısını.
Babaannem; kıyamadığım, dizleri bana huzur veren kadın. Öptüğümde doyamadığım, sarılırken bırakmak istemediğim kadın. Dedemi bu kadar sevdiğini söylemedin bana, ben onu orada yalnız bırakamam demedin, sende dedem gibi gitme dediğimde ben gitmem pamuk kuzum dedin. Neden gittin o halde?
Siz bilir misiniz? Bazen acınızı içinize gömmek zorunda kalmanın ne demek olduğunu? Siz bilir misiniz? Babanızdan önce büyümenin ne demek olduğunu? Siz bilir misiniz? Babanızın gözyaşları kurusun, çırpınışları dursun diye ondan gizli ağlamaları peki bilir misiniz o geldiğinde akan yaşları bıçak gibi kesmeyi. Ben bilirim ama artık babamda bilir ve anlar beni. Ve ben bir kez daha karşı karşıya kaldım hayatla…Konuştum onunla lütfen artık acıtma beni, bizi dedim cevap bile vermedi bana belkide güldü arkamdan bilemiyorum. Ama ben onunla yetinmedim yalvardım anneanneme. Lütfen sende gitme dedim, sende beni terketme, bırakma dedim. Sen gidersen yalnız kalırım, nefes alamam, hatta dedim ki ona sen gidersen kimse sahip çıkmaz bana. Bana söz verdin anneannem, gitmem dedin defalarca korkuttun bizi ama gitmedin.
Yıllar var ki sesini duymadığım bir gün yok. Ellerimi tutup ellerin aynı benim gibi incecik diyen anneannem, çocuklarına veremediğin göz rengini bana veren güzel gözlüm gitme dedim. Herkes bırakır seni ben bırakmam dedin. Yalvardım sana hasta olma diye. Dedem’e, anneanneme iyi bak dedim ve biliyorum ki o sözünü tuttu sen niye tutmadın? Ben anlatamamıştım ki daha anneme, dayılarıma büyümenin çok acı olduğunu.
Bir hafta sonra sana kavuşmanın heyecanını taşırken ben sözleşmiştik ya seninle cumartesi günü kavuşmak için Ben sözümü tuttum anneannem ama beni gülen gözlerle beklemiyordun sen, bakmıyordun bana, kapıda değildin, ben senin elini tutuyordum yine ama sen sıkmıyordun elimi. Yanında yatamıyor karşıdan bakabiliyordum sadece sana. Seni öpen bendim ilk defa karşılıksız bıraktın öpücüğümü. Anneanne sen yapmazdın bunu. Ben sana dedem ağlarsa dayanamam demiştim sen beni o an’a tanık ettin. Sen kıyamazdın bana.
18 yıl boyunca her gece sana sarılarak, senin sıcaklığında uyudum ben. Her yazın her sabahında yollarda eşlik ettim sana. Seninle öğrendim taş sektirmeyi. Senden öğrendim masal kahramanlarını bıkmadın anlatmaya, doymadım dinlemeye. En son iki ay önce dinledim son masalımı senden, sadece biraz modernleşmişti masallar dilinde. Hiç kıyamazdın bana ve diğer torunlarına. Bize sunulan tüm hayır’lar sende evet’e döndü. Ağladığımda ağladın, güldüğümde güldün. Hele kış olup kar yağdığında elektrikler kesilsin de bana eskileri anlatsın anneannem diye dua ederdim ve ben çocukken dualarım kabul olurdu hep. Ve yine dua ederdim sevdiklerimi alma Allahım diye. Ama büyümemek için dua etmeyi unuttum. Eğer büyümeseydim yanımda olacaktınız. Şimdi sen gittin ya benim umutlarım da gitti. Şimdi sen gittin ya benim yaslandığım beni herkesten koruyan kalemde yıkıldı. Şimdi sen gittin ya her gün duyduğum tatlı ses’te gitti. Aşık olduğum gözler kayboldu. Ve en acısı ne biliyor musun? Her sevginin bir karşılığı vardır ya kimse seni karşılıksız sevmez, emin olamazsın kimsenin sevgisinden benim emin olduğum sevgisinden, beni en çok seven SEN gittin. Giderken bizde sızı, yüreğimizde ateş bıraktın. Kızında, oğullarında büyüdü ama anneannem onlar seni o kadar çok sevmişler ki hani hep merak ederdin ya evet onlar çok ağladı ardından ve yağmur eşlik etti gözyaşlarımıza.
Ve biz şimdi bize bıraktığın emanete, sıkı sıkı tembihlediğin çınarımıza dahada çok sahip çıkacağız. Ve ben senden yıllarca masal dinledim ama dedem’den sizin hikayenizi ilk defa dinledim. Gözlerinden akan damlalarla anlattı bize tekrar tekrar 78 yılın hikayesini ve ekledi kolay mı unutmak beni bir gün bile üzmemiş hayat arkadaşımı…
Ama söz verdi bana sen beni o’na emanet etmişsin gitmeyecek dedem benimle, bizimle kalacak ve bende onu seni aradığım gibi arayacağım her gün. Biz seni hiç unutmayacağız, biz sizi hiç unutmayacağız. Hakkını helal et güzel gözlüm.
CANIMIZI ACITTINIZ AYLAR…